Utanmıyor Musunuz?
Evrim Kuran - A podcast by Evrim Kuran - Fridays

Categories:
Evrim Kuran'ın anlatımı ve Gül Çetin'in illüstrasyonları ile... Sözcüğü Almanlar bulmuş ama duygunun hakkını veren biziz: Fremdschämen. Başkası adına utanmak. İsterseniz hiç sokağa çıkmayın ve memleketi camlar arkasından izleyin, fark etmez. Gün geçmiyor ki televizyon camından, telefonun camından, evinizin, işinizin camından gördüklerinizle başkası adına utanmak zorunda kalmayasınız. Başkaları adına utanabiliyor, elinizle yüzünüzü örtebiliyorsanız, atardamarlarınız gibi, toplardamarlarınız gibi, kılcal damarlarınız gibi bir de ar damarınız var demektir. Bence ar damarı -yerini bilmesek de- herkeste mevcuttur; gelin görün ki kimininki çatlaktır ve o çatlaklardan sızan pis kokulardan midemiz bulanır. Utanma duygusu bir çocukta on iki ve yirmi dört ay arasında gelişirmiş. 2 yaşında utanmayı öğrenmiş bir birey haline gelen insan evladı, hangi ara utanmazlaşıyor, bilmek isterdim. Çocukluğumun ve gençliğimin mizah dergisi Gırgır’da Oğuz Aral’ın yaratıcısı olduğu fenomen bir karakter vardı: Utanmaz Adam. Hayatı dalavereyle geçen bir soytarıydı Utanmaz Adam. İsmiyle müsemma değildi; adı Şeref’ti ama şerefsizliğin zirvesindeydi. Soyadı Haktanır’dı. Hak ile aldatanların ilk sinyallerini ondan almıştım. Bizim kuşak, hayatın o naif döneminde bu utanmazları her köşe başında değil, mizah dergilerinde görürdük. Hüseyin Rahmi Gürpınar, Utanmaz Adam romanında toplumu ve insanlığı masaya yatırır. Romanın baş kahramanı toplumun bütün kötülüklerini bünyesinde toplamış Avnüssâlah, örnekleri günümüzde de görülen bir asalaktır. Utanmazlığını laf ebeliğine sığınarak savunur. Avnüssalâh kitabın sonunda şunları söyler: “Çaldım. Dolandırdım. Sağdan soldan sızdırdım. Karşıma hiçbir davacı çıkmadı. Çünkü yere vurduklarım benden mücrim (suçlu) mahkeme kaçkınlarıydı. Yakalarını adalete teslim etmeden beni ele veremezlerdi.” Nepotizm, akraba kayırma veya adam kayırma, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılık anlamına geliyor. Akrabaları işe sokmak, yedi sülalesine kariyer yaptırmak, liyakate değil sadakate değer vermekte yüzlerce doktora çalışması çıkarabilecek kaynağa sahibiz ülkece. Geleceğin meslekleri ne olacak bilmiyorum ama, nepotizmin ata sporu olduğu ülkelerde bankamatik memurluğu bugünün değerli mesleklerindendir. Bu nepotizm denen meret öyle bereketlidir ki kariyer yaşamı boyunca şoförlük yapmış İmam Hatip Lisesi mezunu bir bireyi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyesi bile yapabilir. Babam müfettişti. Hep taşrada seyahat eder, eve çok az geldiği zamanlarda da daktilosu ile rapor yazardı. Üzerinde DMO yazan kalemleri, silgileri, teksir kağıtlarını hayranlıkla izlerdim; birini bile vermedi bana. Çünkü onlar devletindi. Çünkü babamın ar damarı vardı. Emekli maarif müfettişi Mehmet Bey, 72 yaşında, hiç arabası olmadı. Hala toplu taşımayla gezer.